İslam Tarihi
İslamiyet'ten Önce Arap Yarımadası
- İslamiyet’ten önce Arapların çoğunluğu putperestti. Kâbe bütün Araplarca kutsal sayılırdı. Puta tapıcılıktan başka Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerine inananlar da vardı. Ayrıca Araplar arasında Hz. İbrahim’in dinini yaşayan ve kendilerine Hanif adı verilen birçok kimse vardı.
- Arapların çoğu Bedevi (çölde yaşayan göçebe Arap) idi. Bunlar geçimlerini hayvancılıkla temin ederlerdi. Şehirde oturan Araplara Medeni denirdi. Şehirlerde oturanlar ticaret ve tarım ile uğraşırlardı.
- Araplarda, ailede erkek egemendi. Kız çocukları bazen diri diri mezara gömülürdü. Kölelik kurumu kökleşmişti. Kabileler arasında sürekli çatışma vardı. Kabilecilik ön plandaydı.
- Arap toplumunda en gelişmiş sanat edebiyattı. Bütün Araplar şiir ve hitabete çok meraklıydılar.
İslamiyet‘in Doğuşu ve Yayılışı
- Hz. Muhammed (s.a.v.) 571’de Mekke’de doğdu. Hz. Muhammed (s.a.v.), küçük yaştan itibaren çevresinde doğruluğu ve zekâsı ile tanındı. Ona her bakımdan güvenilir anlamına gelen Muhammedü’l Emin lakabı verilmişti.
- Gençliğinde amcası ile kervan ticaretine katıldı. Suriye ve Yemen’e gitti. Daha sonra Hz Hatice’nin kervanlarını yönetmeye başladı. Bir süre sonra da Hz. Hatice ile evlendi.
- 610 yılında Hira Mağarası’nda ilk vahiy geldi. Hz. Muhammed (s.a.v.) önce yakınlarını sonra da Mekke’deki diğer insanları İslam dinine davet etmeye başladı. O’nun davetini ilk kabul edip Müslüman olan Hz. Hatice’dir. Daha sonra amcasının oğlu Hz. Ali, azatlı kölesi Zeyd, yakın dostu Hz. Ebubekir Müslüman oldular.
- İslamiyet’in giderek yayılmaya başlaması üzerine Mekkeliler Müslümanlar üzerindeki baskı ve eziyetlerini artırdılar. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v.) isteyenlerin Habeşistan’a gitmelerine izin verdi (615). Mekkelilerin baskılarının artması üzerine Hz Muhammed (s.a.v.) ve yanındaki sahabeler Medine’ye göç ettiler (622). Bu olaya HİCRET denir.
- Hicretten sonra İslam’ın hızla yayılması Müslümanlarla Mekkeliler arasında savaşlara neden oldu.
Bedir Savaşı (624): Müslümanlarla Mekkeliler arasında yapılan ilk savaştır. Müslümanların zaferi ile sonuçlandı. Müslümanların kendilerine olan güvenleri arttı. Savaşta esir düşen Mekkelilerden okuma yazma bilenler on Müslüman’a okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakıldı.
Uhut Savaşı (625): Mekkeliler üstünlük sağlamalarına rağmen kesin bir sonuç alamadılar. Bu savaşta Hz. Muhammed (s.a.v.) yaralanmış ve Hz. Hamza da şehit olmuştur.
Hendek Savaşı (627): Müslümanların zaferi ile sonuçlandı. Bu savaştan sonra Müslümanlar savunma durumundan taarruz durumuna geçtiler.
Hudeybiye Barışı (628): Müslümanlarla Mekkeliler arasında yapılan ilk barıştır.
Mekke'nin Fethi (630): İslamiyet’in yayılışı hızlandı.
- 632 yılında Hz. Muhammed (s.a.v.) Veda Haccı’nı yaptı. Veda Haccı’ndan sonra Medine’ye döndü. Aynı yıl içerisinde vefat etti.
Dört Halife Devri 632-661
Hz. Ebubekir’in halife olması ile başlayıp Hz. Ali’nin şehit edilmesine kadar süren döneme Dört Halife Devri denir.
Hz. Ebubekir Devri (632-634)
- Bu dönemde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatıyla birlikte ortaya çıkan karışıklıklar bastırıldı. Devlet otoritesi yeniden sağlandı.
- Kur’an-ı Kerim kitap haline getirildi.
Hz. Ömer Devri (634-644)
- Hicri Takvim kabul edildi.
- Kudüs alındı. İran ve Mısır ele geçirildi
- İslam devletinde ilk il teşkilatı kuruldu
Hz. Osman Devri (644-656)
- İslam Devletinin sınırları genişlemeye devam etti. İlk İslam donanması kurularak Kıbrıs alındı.
- Kuran-ı Kerim çoğaltılarak önemli merkezlere gönderildi
- Müslümanlar arasındaki ilk ayrılıklar başladı.
Hz. Ali Devri (656-661)
- Bu devirde derinleşen ayrılıklar çeşitli taraflar oluşturdu. Bu nedenle Müslümanlar arasında çeşitli savaşlar yapıldı. Fetihler durdu.
Emevi Devleti 661 - 750
- Emevi Devleti’nin kurucusu Muaviye’dir. Bu dönemde devlet merkezi Şam şehri olmuştur.
- Halifelik aynı aileden kişilere geçmeye başladı. Böylece yönetimde saltanat sistemine geçildi.
- Bu devirde İslam devletinin sınırları genişledi. İstanbul ilk defa kuşatıldı (668).Fakat başarı sağlanamadı. Yezid zamanında (680-683) Kerbela olayı yaşandı. Bizanslılar Kuzey Afrika’dan çıkarıldı. I. Velid Döneminde (705-715) Tarık Bin Ziyad komutasındaki İslam orduları 711 yılında Vizigotları yenilgiye uğratarak İspanya’yı ele geçirdiler. Devletin sınırları Atlas Okyanusu’ndan Orta Asya’ya kadar ulaştı.
- Hişam Döneminde (724-743) Puvatya Savaşı’nda İslam orduları Franklara yenildi (732). Böylece Müslüman Arapların batıda ilerleyişleri sona ermiştir. Emeviler Abbasiler tarafından yıkılmıştır.
- Emevilerin Arap olmayanlara karşı izledikleri olumsuz politika Türklerin Müslüman olmasını
geciktirmiştir.
Endülüs Emevi Devleti 756 - 1492
- Abbasilerin halifeliği ele geçirmeleri sırasında Emevi ailesinden Abdurrahman, İspanya’ya (Endülüs) geçerek başkent Kurtuba olmak üzere Endülüs Emevi Devleti’ni kurdu.
- Bu devlet İslam uygarlığının Avrupalılar tarafından tanınmasında önemli rol oynamıştır. Endülüs, İslam uygarlığının önemli bir dönemini oluşturur. Bu dönemde tıp, eczacılık, astronomi, fizik ve matematik alanlarında dünya çapında bilginler yetişmiştir. İbn-i Rüşd, İbn-i Meymûn, İbn-i Hazm, İbn-i Bacce, İbn-i Tufeyl, İbn-i Avvam, İbn-i Baytar, Bitruci, Cabir bin Eflah, İbn-i Hatip, Macriti, Zehravi, Zerkali dönemin önemli bilim adamlarından bazılarıdır.
Abbasi Devleti 750 - 1258
- Abbasilerin ilk halifesi Ebu’l-Abbas Abdullah’tır.
- Abbasiler zamanında Bizans İmparatorluğu üzerine seferler yapıldı. Anadolu içlerine kadar ilerlendi. Halife Mansur (754-775) Bağdat şehrini kurarak (762) devletin merkezini buraya taşıdı. En parlak dönemleri Halife Harun Reşit (786-809), oğulları Memun (813-833) ve Mutasım (833-842) dönemidir.
- Abbasi Devleti Mutasım’dan sonra zayıflamaya başladı. Geniş sınırlar içerisinde bağımsız devlet ve beylikler ortaya çıktı (Aglebîler, Tolunoğulları ve Akşitler/İhşidiler, Büveyhoğulları, Samanoğulları).
- 1258 yılında Moğollar tarafından Bağdat’ın işgal edilmesiyle Abbasi Devleti sona erdi. Abbasiler Memlük Devleti’ne sığındılar. Böylece halifelik Mısır’da devam etmeye başladı. 1517 yılından itibaren halifelik Osmanlılara geçti.
- Abbasiler, Emevilerden farklı olarak Arap olmayanlara da iyi davrandılar. Türkler bu dönemde özellikle İslam ordusu içinde görev almaya başladılar. Bu zamanda orduda komutanlıklar, vezirlik ve valilikler Türklerin eline geçti. Halife Mutasım (833-842) Türklerin Araplarla karışıp savaşçı özelliklerini kaybetmemeleri için Türk yaşantısına uygun olarak Samarra (Irak - Bağdat) şehrini kurdurdu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder