Doğru Sözler

Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diogenes (Diyojen), bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diogenes (Diyojen), kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
— Ben çekilirim!


Bir toplantıda bir genç Mehmet Akif’i küçük düşürmek için:
— Afedersiniz, siz veteriner misiniz? Demiş.
Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş:
— Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?


Sokrates ölüme mahkûm edildiğinde, eşi:
— Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca, Sokrat:
— Ne yani, demiş. Birde haklı yere mi öldürülseydim!


Bir filozofa:
— Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz? Diye sorulduğunda:
— Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.


Dostlarından biri, Fransız kralı XV. Louis’ye (Lui):
— Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü?
Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder. Kral, alaylı alaylı gülerek:
— Hakikaten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.


Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galileo'ye (Galile) hasımlarından biri:
— Efendim, demiş. Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?
Galileo (Galile):
— Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?


Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
— Sen sır saklamayı bilir misin? Diye sormuş.
Vezir:
— Evet, hünkârım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
— Ben de bilirim.


Sultan Alparslan 50 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
— 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
— Bizde onlara yaklaşıyoruz.


Bir filozofa sormuşlar: Şansa inanır mısınız?
Filozof: Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle açıklardım.


Xenocrates (Zenon) bir öğrencisiyle konuşuyor, o ne derse öğrencisi sürekli onaylıyormuş. Filozofun sabrı tükenmiş ve bağırmış:
"Hiç olmazsa bir kere itiraz et, başka bir fikir söyle de iki kişi olduğumuzu anlayayım.."


Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon'u bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
— Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapdetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:
— Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder