Burası 14 yıl önce Topkapı'daki Trakya Otogarı'nın olduğu, bugün ise "Topkapı Şehir Parkı"nın bulunduğu yer. Solunuza bakınca Edirnekapı'daki surları, karşıya bakınca Topkapı Surları'nı yani Kostantinopolis'e ilk Türk askerinin girdiği kapıyı ve sağınıza dönünce de Silivrikapı'daki surları görürsünüz. İşte Sultan II. Mehmed'in "Fatih" unvanını alışına şahit olacağınız ve İstanbul'un fethini yaşayacağınız yer tam da burası.
3.000 m² 'lik bir alan içerisinde çerçevesi yani sınırları olmayan 360 derecelik bir resim düşünün. Resmin en temel özelliği ona bakıldığında üç boyut etkisi uyandırması. Üç boyut etkisinin sağlanması için izleyici resme ancak 14 metre uzaklıktaki bir platformdan bakacak.
Resmin 650 m²'lik alanı gerçekten üç boyutlu ve alanda kuşatmada kullanılan topların, top arabalarının, barut fıçılarının imitasyonları var. 2350 m²'lik iki boyutlu resim alanı ise üç boyutlu bölgenin hemen arkasından başlıyor. Çalışma öylesine detaylı ki birebir insan büyüklüğünden başlayıp bütün detaylarıyla ince ince işlenerek ufka doğru küçülüyor. Eserdeki figürlerin sayısı 10 bin civarında.
Dünyada şu anda yaklaşık 30 kadar panoramik müze bulunmakta. Panoramik müzeler genellikle tarihteki önemli olayları tablolaştırmak için yapılmışlardır. En önemlileri, Waterloo Savaşı Panoraması, Osmanlı-Rus Savaşı'nı anlatan Kırım Savaşı Panoraması, Napolyon'un Moskova Savaşı Panoraması, Plevne Müdafaası Panoraması ve Mesdag Panoraması'dır. Bu panoramaların çoğu, 1800'lü yıllarda yağlı boya tekniğiyle ve olayın geçtiği yerde yapılmışlardır. Müzelerin bazıları yatay olarak bazıları da dikey olarak yarım panoramik özelliktedir.
"İSTANBUL 1453 Panoramik Müzesi"ndeki resmin dünyada mevcut 30 kadar panoramik müzeden ayrılan tarafı, hem yatay hem de dikey olarak tam panorama olmasıdır. Tam panorama, her yönde panoramik olmayı ifade ediyor. Gökyüzü de kubbesel olarak kesintisiz ve resmin üst bölümünü kapatıyor. Resim tam çerçevesiz ve sınırsız. Çerçevesi ve sınırı olan bir resim, ne kadar derinlik ve üç boyut duygusu uyandırırsa uyandırsın çerçevesini ya da sınırını görebiliyorsanız, onun sizden ne kadar uzakta asılı olduğunu anlarsınız.
"İSTANBUL 1453 Panoramik Müzesi"ndeki çalışmada resmin bittiği yer diye bir şey olmadığı için, resme bakan kişi optik alışkanlıklarıyla eserin gerçek boyutlarını kavrayamayacaktır. İzleyici, platforma çıktığı anda 10 saniye kadar sürecek bir şok yaşıyor. Bu durum, resmin gerçekliğini ve boyutlarını kavramayı sağlayacak referanslar, başlangıç ve bitiş gibi dayanak noktaları bulamamanın şaşkınlığıdır. Burası insana, kapalı bir mekâna girildiği halde, bir şekilde tekrar üç boyutlu dış mekâna çıkılmış duygusunu yaşatıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımına 2005 yılında başlanılan projede sekiz sanatçının yoğun emeği var. Fikrin sahibi ressam ve çizgi film yönetmeni Haşim Vatandaş aynı zamanda projenin koordinatörlüğünü de yürütüyor. Ramazan Erkut (background), Yaşar Zeynalov (figürlerden sorumlu ressam), Oksana Legka (ressam), Ahmet Kaya (storyboard), Hasan H. Dinçer (bilgisayar uygulama), Atilla Tunca (maket) ve Murat Efe (bilgisayar uygulama)'nin de görev aldığı bu müze Türk sanatçısının, imkân verildiğinde neler başarabileceğinin çok açık bir kanıtı olarak önümüzde durmaktadır.
www.panoramikmuze.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder